Milano’nun ardından Paris’te gerçekleşen defilelerle son bulan 2011 ilkbahar-yaz erkek koleksiyonlarının süperstarı, Belçikalı tasarımcı Kris Van Assche oldu. Kendi ismini taşıyan markanın dışında, heyecanla beklenen Dior koleksiyonunu da imzalayan tasarımcı, moda otoriteleri tarafından tam not aldı. Dünyanın en iyi erkek tasarımcısı olarak bilinen Hedi Sliman’ın ayrılmasından sonra Dior’un başına getirtilen Van Assche, volüm çalışmaları ile erkek modasının rotasını değiştirmeyi başaran ender tasarımcılardan biri olarak ünlendi.
‘Createur’ (tasarımcı) olarak adlandırılan erkek tasarımcıların bayrağını taşıdığı markaların uluslararası performanslarına göre açıklanan ilk beş sıralaması ise şöyle:
1- Dior, 2- Lanvin, 3- Dolce&Gabanna, 4- Paul Smith, 5- Dries Van Noten
Siyah ve beyaz öne çıktı
Van Assche’nin, 2011 yaz sezonu Dior erkeğini, markanın kimliğini oluşturan siyah-beyaz renklerde ve grafik çizgiler taşıyan hatlarda yorumlamış olduğu gözlendi.
Derin V yaka gömlek ve tişörtler dışında şal yakalı, kolsuz ve düz hatlı trench modelleri ilgi çekti.
Moda dünyasının ‘arsız çocuğu’ Jean Paul Gaultier’in ise artık uslanmaya başladığı bir kez daha gözlendi. 2011 erkeğini ‘monochrome’ ve ‘total look’ kodları ile sunan Gaultier, ceket, pantolon, gömlek ve kravat formülünü tek kumaştan tasarlayarak ‘Gaultier’liğini’ yapmış oldu. Kruvaze ceketin düğmelerini bile aynı kumaştan kaplatan ünlü tasarımcı, hâkimiyeti tartışmasız bir moda dersi vermiş oldu. Total look koleksiyonunun bir diğer ilginç örneği ise ceket ve gömleğin enjeksiyon tekniği ile boyanarak bir bütünmüş hissini vermiş olmasıydı.
Moda dünyasının bir diğer önemli tasarımcısı olan Nicolas Ghensquerke’in Balenciaga için çizmiş olduğu koleksiyon ise tasarımcının modaya olan entelektüel yaklaşımının erkek versiyonu olarak alkışlandı.
‘Superposition’ olarak adlandırılan ve üst-üste giyme olarak tercüme edebileceğimiz giyim tarzına verdiği örnekler ilgi çekici idi.
Galliano’dan ‘Şarlo’ya saygı
Balenciaga, uzun kollu siyah tişört üzerine giydirilen kolsuz beyaz gömlek veya uzun kollu gömlek ve kolsuz ceket gibi formüllerle klasisizm kodlarının dengeleri ile oynayarak istidadını sergilemiş oldu.
Paris’te gerçekleşen moda haftasının bir diğer starı John Galliano’nun ise koleksiyonunu Charlie Chaplin’in canlandırdığı ünlü ‘Şarlo’ karakterine ithaf etmiş olduğu gözlendi.
Galliano, 2011 yaz sezonunda ‘inn’ olacağı öngörülen şalvar modellerini uzun gömlek ve kısa ceketlerle sundu. Koleksiyon finalindeki beyaz frakı, vual etli hasır bir şapka ile sunan Galliano’nun çılgınlıkta Gaultier’i aratmayacağı hissedildi.
Dünyanın en lüks markası olarak bilinen Louis Vuitton’un 2011 erkeğinin podyumlara yansıması ise şöyle: İndigo mavisinin tüm tonları, şort ve bermuda ağırlıklı rahat ve hafif bir yaz sezonu.
Yazı: Alex Akimoğlu – Referans
Resimler: www.domoda.com