Kravatın tarihçesi, Türkiye’de nasıl ve ne zaman kullanılmaya başlandı, kravat kullanımındaki incelikler, Kravat bağlama şekilleri hepsi bu yazımızda…
Kravatın Kökenleri ve Popülerleşmesi
Bir yarışmacı, “Kim 500 Milyar İster” adlı yarışma programında “Kravat hangi ülkeden çıkmıştır” sorusuna Hırvatlar yerine Fransızlar yanıtını vererek 250 milyar TL kaybetmişti.
Uzun ve tartışmalı bir tarihe sahip olan kravat, bugün dünyada yaklaşık 650 milyon kişi tarafından kullanılıyor ve yılda satılan kravat sayısı ise 800 milyonu buluyor. İşte kravatın hikayesi…
Kravatın Doğuşu ve Tarihi Gelişimi
Savaşlar bazen umulmadık sonuçlar doğurabiliyor. Avrupa’nın göbeğinde 1618’den 1648’e kadar süren 30 Yıl Savaşları üzerinden asırlar geçti. Savaş sonrasında sınırlar ve dengeler değişti. Sonra yavaş yavaş taşlar yerine oturdu ve yaşam normale döndü, savaş unutuldu. Bugün 30 Yıl Savaşları’nın yaşamınızı hemen her sabah etkilediğini söylesek muhtemelen bir anlam veremeyeceksiniz…
Kravatın doğuşu 1635’de, 30 Yıl Savaşları sürerken Fransız Kralı XIII. Louis için savaşan yaklaşık 160 bin lejyoner ve şövalye arasında bir grup asker vardı ki kıyafetlerindeki bir ayrıntı nedeniyle diğer askerlerden rahatlıkla ayrılabiliyordu. Hırvat askerleri farklı kılan, boyunlarına bağladıkları atkılardı.
Kravatın Modern Dönemdeki Yeri ve Önemi
1960’ların sonu, 1970’lerin başında çiçek çocuklar ve özgürlük şarkılarıyla birlikte, otoriteyi, düzeni temsil ettiği gerekçesiyle ciddi bir darbe yiyen kravat kullanımı, 1980’lerin ‘yuppi’leriyle birlikte yeniden gündeme oturmayı başardı. Bir tür kartvizit gibi boyunlarında taşıdıkları kravat ile gurur duyan erkekler, statülerinin bayrağı gibi gördükleri kravatlara olağanüstü önem vermeye başladılar.
1990’lar ise kravat için zorlu geçeceğe benziyordu. İtalyan ayakkabı devi Suparga’nın başkanı Franco Bossisia açıkça kravata karşı savaş açarak şu demeci verdi: “Kravat hiçbir işe yaramaz, erkeklerin çoğu ilginç bir kravat seçeyim derken rezil oluyor. Üstelik çok sıkıcı ve sıcak tutuyor.” Bossia’nın bir de iddiası vardı: “Beş yıl sonra, iş dünyası dahil hiç kimse kravat takmayacak.”
Kravatın İncelikleri ve Kaliteli Bir Kravatın Özellikleri
Kaliteli bir kravatın özellikleriyle başlayabilir ilk ders. Eni 8.5 – 10 cm, boyu 140 cm. olan klasik bir kravatın yüzde yüz ipek olması kalitenin belki de en önemli göstergesi. Kravat kumaşları dokuma ve baskı olmak üzere ikiye ayrılıyor. Kalın dokusu nedeniyle bağlaması güç olsa da dokuma kravatlar, kalitenin göstergelerinden biri. Dokuma kravatlarda en yaygın desen, diyagonal çizgiler olarak biliniyor. Son dönemlerde, ipek kravatların yanı sıra yün, yün-kaşmir, yün-ipek-keten ya da ipek-keten gibi karışımlardan da kaliteli ürünler çıkıyor.
Kravat Bağlama Sanatı ve Teknikleri
- Kravat bağı, pantolon kemerinin alt kenarına gelecek şekilde bağlanmalıdır.
- Çözüldüğünde ilk haline geri dönmelidir.
- Çıkarması kolay olmalıdır.
- Nemli yerlerde bırakılmamalıdır.
- Kesinlikle ütülenmemelidir (kuru temizleme sırasında preslenmemelidir).
- Geceleyin kesinlikle bağlı bırakılmamalıdır.
- Örgü kravatlar, uzamalarını engellemek için yuvarlak şekilde saklanmalıdır.
- Kot pantolonla birlikte, kumaştan yapılmış sportif bir model tercih edilmelidir.
- Kravat düğümü çekiştirilerek açılmamalıdır.
- Astarı asla görünmemelidir.
- Ceketin sol cebine konan süs mendiliyle uyumlu olmamalıdır.
- Her zaman gömlek ile tezat oluşturmalı ancak tam aksi bir seçim de yapılmamalıdır.
- Diyagonal dokuma kravatlar takım elbiselerle kullanılmamalıdır (takım elbiselerle, mikro desenli dokuma kravatlar tercih edilmelidir).
- Yün ve kaşmir kravatlar soğuk günlerde, ağır kumaşlarla kullanılmalıdır.
- Keten ve keten karışımlı kravatlar ise sadece yaz mevsiminde ve pamuklu, keten kıyafetlerle tercih edilmelidir.
Türkiye’de Kravatın Tarihi ve Kullanımı
Osmanlı İmparatorluğu içinde kravat takan ilk padişah Sultan Abdülmecid olarak biliniyor. Batılılaşma hareketleri etkisinde öncelikle aydınlar arasında kendine yer bulan kravat, padişahın da tercih doğrultusunda devlet dairelerine girmiş oldu. Cumhuriyetin ilanı ve kılık kıyafet devriminin etkisiyle önce kentlerde ardından kasabalarda yaygınlaşan kravat kullanımı, bir süre sonra halk arasında popülaritesini yitirdi ve ‘özel günlerin sembolü’ olarak gardıroplara kaldırıldı. Sanayileşme ve kentleşmeyle birlikte gardıroplardan çıkartılan kravatlar iş yaşamının kıyafet unsurlarından biri olarak günlük hayatımıza girerken, devlet geleneğinde etkisini hep sürdürdü. Bugün, devlet memurları, lise öğrencileri ve iş dünyası için olmazsa olmaz bir zorunluluğa dönüşmüş gibi görünüyor.
Kravat ve Bilim
Gazetelerde yer alan bir habere göre İngiltere’nin ünlü Cambridge Üniversitesi’nden fizik doktoru Thomas Fink ve Yong Mao, kravat üzerine yaptıkları ciddi ve uzun süreli bir çalışmanın sonucunda kravat bağlamanın teorisini geliştirdiler. Bilim adamlarının çalışmasının temelinde kravatın ‘bir geometri objesi’ olarak değerlendirmeleri yatıyordu. Biri yavaş hareketlerle kravatını bağlarken, diğeri elinde kamerayla bağlama hareketlerini kaydeden bilim adamları, bu görüntüleri defalarca izledikten sonra bir sonuca ulaştılar. Matematikçiler arasında ‘random walk’ olarak bilinen, kravat bağlarken yapılan hareketleri birbirine bağlayan bir haritaya ulaşmışlardı. İşte ortaya çıkan bu harita, yaygın olarak bilinen birkaç stilin çok ötesinde tam 85 olası kravat bağlama tekniği olduğunu ortaya koyuyordu. Geçmişte kullanılan kravat bağlama yöntemlerini de inceleyen bilim adamları bizleri de ilgilendiren aktüel sonuçlara da ulaşmıştı ki bunların en ilginçlerinden biri günümüz erkeklerinin kullandığı kravat bağlama yönteminin, 19. Yüzyıl Londra’sında otobüs şoförlerinden yadigar kaldığı gerçeğiydi.
250 Milyarlık Kravat Sorusu
Kenan Işık’ın sunduğu ‘Kim 500 Milyar İster” yarışma programında, 250 Milyar TL değerindeki “Kravat hangi ülkeden çıkmıştır” sorusuna yanlış yanıt vererek 16 milyar lira ikramiyeyle yetinmek zorunda kalan Konyalı Jeofizik Mühendisi Mustafa Erhan Sözen uzun süre Türkiye’nin gündeminde kalmıştı. “Soru yanlış hazırlanmış, hakkımı mahkemede arayacağım” diyerek verdiği “Fransızlar” yanıtının doğruluğunda ısrar eden Sözen’in yanıldığını söyleyenler kadar, jeoloji mühendisine hak verenler de çıkmıştı o günlerde. Ancak bir süre sonra hemen herkes kravatın Hırvat kaynaklı bir aksesuar olduğunda hemfikir oldu. Tabii bütün bir ülkenin, kravat konusunda bilgi sahibi olması da bu dönemden yanımıza kalan sanıyoruz tek kâr olarak notlar arasındaki yerini aldı.
Peki kravat nasıl bağlanır?
Kravat bağlama şekilleri genellikle kişinin tercihine göre değişebilir ancak bazı temel kravat bağlama teknikleri vardır. İşte başlıca kravat bağlama şekilleri ve bunların kökeni hakkında bilgi:
Tek Düğüm (Four-in-Hand): En yaygın ve basit kravat bağlama şeklidir. Adı, 19. yüzyılda İngiltere’de popüler olan bir erkek atlı sporu olan “four-in-hand”ten gelir. Bu bağlama şekli, bir atın dört koşumundan birine referansla, kravatın dört katını temsil eder.
Windsor Düğümü (Windsor): Windsor bağlama şekli, daha geniş ve simetrik bir düğüm oluşturur. İngiltere Kralı VIII. Edward’ın onuruna adlandırılmıştır. Windsor düğümü, Edward’ın kravat bağlama tarzından esinlenerek icat edildiği söylenir.
Yarı Windsor Düğümü (Half-Windsor): Windsor’a benzer ancak daha küçük bir düğüm oluşturan bu bağlama şekli, tam Windsor’dan daha az kravat kumaşı kullanır ve daha az zaman alır.
Kelvin: Kelvin düğümü, dikdörtgen bir düğüm oluşturur ve düzgün bir görünüm sunar. Adını, Kelvin sıcaklık ölçeğinden alır ve düğümün sıcaklık ölçeğinin sıfır noktasına benzediği düşünülerek bu isim verilmiştir.
Pratt Düğümü (Pratt/Shelby): Pratt ya da Shelby düğümü, Four-in-Hand’e benzer ancak daha simetrik bir şekilde durur. Amerikalı gazeteci Jerry Pratt veya Amerikalı aktör Don Shelby’nin adına atıfta bulunarak adlandırıldığına dair çeşitli iddialar vardır.
Papyon (Bow Tie): Kravat yerine fiyonk kullanmak isteyenler için popüler bir seçenektir. Tarihi çok eskilere dayanır ve genellikle resmi ve özel etkinliklerde tercih edilir.