İhracatı Geliştirme ve Etüt Merkezi’nin (İGEME) hazırladığı “Güney ve Doğu Akdeniz Ülkeleri Kumaş Pazarı” isimli rapor, Türk ürünlerinin bu bölge ülkeleri üzerinden zor bir pazar olan ABD’ye girişinin daha kolay olacağını ortaya koydu.
Çalışmada, “ABD’nin bölge ülkelerinden İsrail, Mısır, Ürdün ve Fas ile nitelikli sanayi bölgeleri anlaşmaları bulunmaktadır. Dolayısıyla bu ülkeler ABD pazarına gümrüksüz olarak ve herhangi bir kota olmaksızın ihracat yapma imkânına sahiptir” denildi.
ABD’nin anlaşması olmayan ülkelere tekstil ve konfeksiyonda diğer ürünlere göre daha yüksek gümrük vergisi uyguladığının hatırlatıldığı çalışmada, söz konusu Akdeniz ülkelerinin anlaşmaları kapsamında ise belli oranda 3’üncü ülke girdilerine izin verilmesinin Türkiye için büyük fırsat sunduğu belirtildi. Türkiye’nin toplam kumaş ihracatı 4.1 milyar dolar olurken, en çok ihracat yapılan pazarlar Rusya, İtalya, Romanya, Almanya, Polonya ve Bulgaristan olarak sıralanıyor. Güney ve Doğu Akdeniz ülkeleri de nüfus artış hızı, ithalat ve ekonomik büyümelerinin gelişmiş ülkelere oranla yüksek olması gibi nedenlerle pazar potansiyeli oluşturuyor.
Türkiye, 4.1 milyar dolarlık ihracatla dünya genelinde yapılan kumaş ihracatından yüzde 3,1’lik pay alıyor. İGEME, bu payın artırılması için tekstil ve konfeksiyon üretimi ile ihracatında önemli bir yere sahip olan Güney ve Doğu Akdeniz havzasına işaret etti. Bölge ülkelerindeki sektöre ilişkin tespitlerde bulunulan çalışmada; Tunus, Ürdün ve Fas’ta hazırgiyim ve konfeksiyon sanayiinin yeterince gelişmediği ve bu ülkelerin genellikle hammaddelerini dışarıdan tedarik edip ucuz işçilik avantajıyla nihai ürün ürettikleri belirtildi. Rapora göre Türkiye, Tunus’a 97.2 milyon dolar, Ürdün’e 25.5 milyon dolar ve Fas’a ise 157 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiriyor. Raporda, Türkiye’nin 47.5 milyon dolarlık kumaş sattığı İsrail’in ise katma değeri yüksek tekstil ve hazırgiyim üretiminde uzmanlaştığına işaret edildi. ABD’nin İsrail’in yanı sıra Fas, Mısır ve Ürdün’le var olan nitelikli sanayi bölgeleri anlaşmalarının altını çizen İGEME; Türk firmalarına bölgedeki bu avantajı kullanması çağrısı yaptı.
Suriye ve Mısır için fırsatlar var
Mısır ve Suriye’de ise belirli ölçüde entegre bir tekstil ve hazırgiyim sanayiinin bulunduğunun kaydedildiği çalışmada, ancak bu ülkelerin makine parkının eski olması ile işgücünün eğitim ve tecrübesinin istenen düzeyde olmamasının kalite problemlerine yol açabildiği belirtildi. İGEME, bu açıdan sadece 2.2 milyon dolarlık ihracat yapılan Suriye pazarının Türkiye’den kaliteli pamuklu kumaş üreticileri için önemli bir fırsat olduğunu vurguladı. Mısır’a kumaş ihracatının ise 35 milyon dolar olduğunun belirtildiği çalışmada; bu rakamın iki ülkenin yakınlığı, ortak serbest ticaret anlaşması ve Türkiye’nin kumaş kalitesi göz önüne alındığında potansiyelin çok altında kaldığı ifade edildi.
Ürün yelpazesi pamuklu dokuma ağırlıklı
Rapora göre, Türkiye’nin kumaş üretimi pamuklu dokumalar başta olmak üzere suni, sentetik, ipekli dokuma; yünlü dokuma; kord bezi ile keten, kenevir ve jüt dokuma ürünlerinden oluşuyor. Genel olarak eski teknolojiye sahip pamuklu dokuma sektörüne karşın suni-sentetik dokuma sektöründe makine parkı Avrupa’dan gençken, önemli rakiplerden biri olan Çin’den daha eski bulunuyor. Bu sektörün rakiplerine göre avantajları arasında Avrupa pazarına yakınlık, çabuk teslimat, moda takibi, artan tasarım yeteneği, güven, kalitesine göre fiyatların Uzakdoğu’dan düşük olması, makine parkının yeniliği ve geniş ürün yelpazesi sayılıyor. Hammadde ve işçilik yoğun yapıya sahip yünlü dokumada ise sahip olunan eski teknolojinin modernizasyonuna yönelik yatırımlar hedefleniyor. Türkiye’nin keten, kendir ve jütten dokuma kumaş üretimi ise hammadde ve talep yetersizliği nedeniyle oldukça düşük.
Akdeniz ülkelerine kumaş ihraç edip ABD pazarına avantajlı girmek mümkün
45