ENGLISH
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Özdemir, MOL’ün, perakende ve tekstil sektöründe son beş yıl içerisinde en inovatif fikri ortaya koyan grup olduğunu ve bunun için de uluslararası fonların dikkatini çektiğini söyledi.
Uluslararası fonların, şu an Türkiye’deki tekstil sektörüne yatırım yapma imkanlarını yoğun olarak araştırdıklarını dile getiren Özdemir, özellikle Körfez Bölgesi ve Avrupa’daki fonların ilgisinin yoğun olduğunu ifade etti.
Credit Suisse’in ve JP Morgan’ın, MOL’ün Avrupa’daki yatırımlarını önemli ölçüde desteklediğini ve MOL’ü gelecekteki “en önemli partnerlerinden” biri olarak gördüklerini anlatan Özdemir, “Almanya’da Credit Suisse, JP Morgan ve üç yatırımcıyla daha Dortmund, Frankfurt ve Köln’de 9 MOL mağazası açacağız. Bu yatırımcıların orada gayrimenkulleri var ve bizim adımıza yatırım yapıyorlar” diye konuştu.
HAWAI ADASI’NDAN BİLE TEKLİF VAR
Özdemir, Hawaii Adası’ndan dahi teklif aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Biz, MOL olarak şu an ikinci faza geçiyoruz. Artık stokları tüketen olmaktan çıkıp modayı ve trendi belirleyen bir grup olacağız. Türkiye’nin son zamanlarda yaptığı atılımlar, ülkenin fark edilmesini sağladı. Şu anda dünyadaki bir çok grup, Türkiye’deki şirketlerle ilgileniyor. Şu anda ABD’den, Avrupa’dan, Kazakistan’a kadar birçok uluslararası fon ve yatırımcı bizimle ilgileniyor. Ortaklık ve işbirliği teklifleri alıyoruz.
MOL’e ortak olmak isteyen önemli gruplar var. İtalya’dan büyük bir perakende grubu birleşmek istiyor ama biz şu an için buna sıcak bakmıyoruz. Biz bugüne kadar stokları eritme fazındaydık. Bugün moda ve trend belirleme fazına geçtik ve bu tür planlarımızı önümüzdeki yılın Nisan ayına öteledik. O tarihten sonra da üretimin Türkiye’de kalması kaydıyla her türlü işbirliğine hazırız.”
“DİZİLER SAYESİNDE ŞİRKETLERİMİZİN DEĞERLERİ BEŞE KATLADI”
Oktay Özdemir, Suudi Arabistan’da açacakları 9 bin metrekarelik MOL mağazasının da Türk tekstil sektörü için önemli olduğunu vurgulayarak, “Bize bu kadar büyük bir yer vermeleri, Türk mallarına olan ilginin bir göstergesidir” dedi.
Türk şirketleri kadar Türk dizilerinin de son yıllarda tüm dünyanın dikkatini çektiğine işaret eden Özdemir, şöyle konuştu:
“Bize Suudi Arabistan’dan sundukları tek şart şuydu; ‘Açılışta Türkiye’deki dizilerin baş rol oyuncularını istiyoruz’ dediler. Biz de bunun üzerine 12 sanatçıyla görüşmelere başladık. Ihlamurlar Altında ve Gümüş dizisinin oyuncularıyla görüşüyoruz. Açılışa bu sanatçıları götüreceğiz ve hatta orada satacağımız ürünlerin üzerine bu sanatçıların resimlerini bastırmak istiyoruz. Hangisi tutulursa da onunla reklam filmi çekmeyi planlıyoruz.
En büyük hayalimiz de, Suudi Arabistan’daki MOL’ü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a açtırmak. Başbakan’ımıza o bölgede çok büyük bir sempati var. Eğer bunu başarabilirsek çok büyük bir izdiham olacağını düşünüyoruz. Bugün ihracattan daha çok Türk dizilerine destek verilmesi lazım. Türk dizileri sayesinde şirketlerimizin değerleri beşe katladı.”
AĞLAMAYALIM, POTANSİYELİ ANLATALIM
Özdemir, ilk defa Türkiye’nin değerlerinin uluslararası fonlar tarafından “para” olarak algılandığını vurgulayarak, “Bugün bir İstiklal Caddesi’nde yürümek, Boğaz’da bir çay içmek, bir Türk ürünü kullanmak statü değişimi haline geldi. Bunu iyi kullanmalıyız” dedi.
Dünyadaki bütün gelişmelerin Türkiye’nin lehine olduğunu dile getiren Özdemir, şunları söyledi:
“Uluslararası fonlarla yaptığımız görüşmelerde şunu görüyoruz ki, Türkiye’ye inanılmaz paralar çekebiliriz. Ancak biz sürekli ağlarsak, uluslararası fonlar zaten çok tedirgin, kaçırabiliriz. Başkaları olumsuz yönlerini bile olumlu gibi anlatırken, bizim de olan potansiyellerimizi iyi anlatmamız lazım.
Önümüzdeki 3-4 yılda, perakende ve tekstil konusunda Türkiye’nin yıldızının ciddi oranda parlayacağına inanıyorum. Şirketler, sektör temsilcileri pozitif baksınlar. Fonlar Türkiye’ye güveniyor. İyi organize olursak eğer 1,5 yıl içerisinde sadece tekstil sektöründe 50-60 milyar dolar arasında bir kaynağı Türkiye’ye çekebiliriz.”
AKINCI MARKALAR
MOL’ün, Türkiye’de başlayıp “çok hızlı bir şekilde” globalleşen önemli bir marka haline geldiğine dikkati çeken Özdemir, bunun en önemli sebebinin, üretim güçlerinin olması ve ürettiklerini satabilme kabiliyetleri olduğunu ifade etti.
Türkiye’deki tekstil sektörünün en önemli açmazının yeniliğe kapalılık olduğunu savunan Özdemir, sektörün çok hantal olduğunu ve yeni ortamlara çabuk uyum sağlayamadığını söyledi.
Tekstil sektöründe Türkiye’nin, dünyanın tüm markalarıyla rekabet edebilecek “Akıncı markaları” olduğuna dikkati çeken Özdemir, “Bugün bir Kiğılı, Koton, LC Waikiki gibi markalarımız var. Bu markalarımız bugün tüm dünya fonları tarafından takip edilen ve peşlerinden koşulan markalar. Demek ki tekstil sektöründe doğru işler yapıldığında başarılı olunuyor” ifadelerini kullandı.
Dünyanın bir çok bölgesinde Türk tekstil ürünlerine ilginin çok yoğun olduğunu anlatan Özdemir, “Bu potansiyeli kullanıp geliştiremiyorsak, dönüp kendimize yeniden bir bakmamız lazım. Şirketlerimizin karamsar hava yayarak gelişme şansları yok. Tekstil sektörü kriz söylemini bir ay unutsun, kriz söylemine harcadığı enerjiyi iş heyecanına dönüştürsün, sektörde yüzde yüz değişim olur” şeklinde konuştu.
Oktay Özdemir, Avrupa’ya ilk adımlarını Almanya’dan attıklarını da belirterek, Almanya’yı İsviçre, Hollanda ve Avusturya’nın izleyeceğini söyledi.
Ermenistan’dan da kendilerine talep geldiğini ve Ermenistan’da da MOL Mağazası açmayı düşündüklerini ifade eden Özdemir, “Şu an orada ‘Wenice’ olarak 2 mağazamız var. Son zamanlarda Ermenistan’la kurulan sıcak ilişkilerle satışlarımızda yüzde 80-90 civarında ciro artışı yaşadık”dedi.
