Yüksek üretim ve işçilik maliyetlerinin yanında küresel krizin de etkisiyle ihracatı düşüşe geçen ve çok sayıda işletmesi kapanan tekstil ve hazırgiyim sektörü, ihtiyacı olan destekleri almak için “tek ses” haline geliyor.
Son dönemde intihar ve dev işletmelerin kapanmasıyla gündeme gelen Denizli’de bir araya gelen sektörün önde gelen temsilcileri, Ulusal Tekstil, Hazırgiyim ve Deri Konseyi oluşturarak ortak hedeflerini “tek söylemli ulusal strateji” şeklinde açıklama kararı aldı. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, “Sektörde yeni iş fırsatlarının yaratılması tek ve ortak bir söylemle mümkün. Sektör böylece, bundan böyle sürdürülebilir istihdam, üretim ve ihracat hedeflerine samimi ve gerçekçi dayanışma ile odaklanabilecek” dedi.
2023’te 100 milyar dolara ulaşacağız
İHKİB ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) temsilcileri, sektörün duayen şirketlerinden Deba’nın üretimi durdurması ve Funika Tekstil Başkanı Nuri Sözkesen’in intiharı ile gündeme gelen Denizli’de dün yaptıkları “ortak akıl” toplantısında sektör sorunlarını masaya yatırdı. Sektör temsilcileri toplantıda, bundan böyle tek söylemli ulusal strateji geliştirme kararı aldı. Bunun için Ulusal Tekstil, Hazırgiyim ve Deri Konseyi oluşturacak olan sektör, 2010 yılında yapacağı çalışmalara da bu oluşumla yön vermeyi planlıyor.
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Atatürk’ün 1937’de Nazilli basma fabrikasında söylediği ‘Her fabrika bir kaledir’ sözünden hareketle sektörde fabrikaların bacasının tütmesinin öncelikli hedef olduğunu söyledi. Tanrıverdi, “Toplantıda kamu yönetimi ve sektörün kendi içerisinde yapması gerekenleri tespit ettik. Bu konudaki çalışmanın oluşturulacak ulusal konseyde daha önce hazırlanan çalışmaların ışığında tüm sektör ve bölge temsilcilerinin katılımıyla tek ses olarak kamuoyu ile paylaşılması kararlaştırıldı. Konseyde tüm tarafların yer almasını hedefliyoruz. Bugüne kadar enerji, işçilik maliyetleri gibi konularda sorunlarımız teker teker dile getirdik fakat bir sonuç alamadık. Bu yüzden bundan sonraki süreçte konsey aracılığıyla sesimizi duyuracağız ve 2023’te hedeflenen 100 milyar dolarlık sektör ihracatına ulaşacağız” dedi. Bürokratik ve siyasi otoritenin de sektöre sahip çıkması gerektiğini dile getiren Tanrıverdi, “Denizli gibi tekstil kültürü, geleneği ve becerisi olan bölgeler mutlaka yaşamlarını sürdürebilecekleri desteklerle kısa zamanda beslenmeli, yatırım ve işi yapma hevesi yeniden canlandırılmalıdır” açıklamasında bulundu.
İhracatla ilgili ciddi adım atılmadı
İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, 2001 krizinden sonra sektör temsilcileri ile hükümetin sektör sorunları üzerine pek çok defa bir araya geldiğini belirterek, “Bir takım düzenlemeler yapıldı ancak sektörün beklediği, üretim ve ihracatla ilgili çok ciddi bir adım atılmadı. Sorunlar çözülmüş olsaydı biz şu anda burada oturuyor olmazdık” diye konuştu. Sektörün sorunların çözümünü anlayışla beklediğini ifade eden Gülle, “Biz iyileştirmeleri beklerken maalesef enerjide sürekli zamlar oluyor. Bugünkü rekabet ortamında bizim mücadelemizi oldukça etkiliyor” açıklamasında bulundu.
TGSD Başkanı Ahmet Nakkaş ise sektör içinde tek sesliliği ortaya koyacak bir konseyin hedefe dönük etkili olabileceğinin altını çizerek, “Dünya şartları Türkiye’yi buna mecbur ediyor. Yeni değişimdeki rolümüzü, bakış açılarımızı yenilemez zorundayız” diye konuştu.
TOBB Hazırgiyim Meclis Başkanı Umut Oran da Türkiye’nin ekonomik verilerinin ortada olduğunu belirterek, “Türkiye ve dünyadaki gelişmeler çerçevesinde ortak akıldan yeni bir akıl çıkartarak sektörün ülkeye istihdam, yatırım, ihracat ve kalkınma katkılarının artması için çalışacağız” dedi.
Tekstil ve hazırgiyim, geride kalanlar için ‘tek ses’ olacak
32