Türkiye’nin uluslararası moda arenasında söz sahibi olması için uzun bir yol kat etmesi gerekiyor. Çağdaş moda olgusunu içine sindirmiş, kültürüne bağlı tasarımcılar, tasarımcılarına güven duyan yatırımcılar gerekiyor.
Uluslararası moda arenasında söz sahibi olmak isteyen İstanbul, 2011 İlkbahar-Yaz sezonu koleksiyonlarının sunulacağı moda haftaları zincirinin ilk halkasına ev sahipliği yapıyor. Moda dünyası, eylül ayında hareketli günler yaşayacak. 2011 İlkbahar-Yaz sezonu koleksiyonlarının sunulacağı moda günlerinin takvimi şöyle sıralanıyor: 4–7 Eylül Paris, 9–16 Eylül New York, 17–22 Eylül Londra ve 22–29 Eylül Milano. Bir ay boyunca dünyanın en önemli moda merkezleri ünlü markalara ev sahipliği yapacak, defileler dışında fuar, sergi gibi etkinlikler düzenlenecek.
Geçen sezon santralistanbul’un bahçesinde hazırlanan çadırlarda gerçekleşen İstanbul Fashion Week 2010, bu kez yine İTÜ Taşkışla’da modaseverlerle buluşuyor. Gizia, Punto, Avva, Koton, Damat gibi markalarla Atıl Kutoğlu, Hatice Gökçe, Bahar Korçan, Arzu Kaprol, Özgür Mansur gibi tasarımcılar koleksiyonlarını sunacak. Londra’da yaşayan Bora Aksu ise ilk kez İstanbul’da podyuma çıkacak.
Farklı mekânlar doğru karar
Bahar Korçan defilesinin İstanbul Radyoevi’nde, Özlem Süer defilesinin ise Kız Kulesi’nde yapılacak olması doğru bir karar. İstanbul’daki birbirinden değerli mekânların defilelerde kullanılması çok hoş olur kanımca.
İstanbul Modern müzesi ise Hüseyin Çağlayan sergisinden sonra Dice Kayek’in ‘İstanbul Kontrast’ sergisine ev sahipliği yaparak kapısını bir kez daha modaya açıyor. Sevgili Ayşe ve Ece kardeşlerin geçen yıl Fransa’da düzenlenen ‘Türkiye Yılı’ etkinlikleri kapsamında hazırladıkları ve İstanbul’un değişik mimari yapıtlarından esinlenerek gerçekleştirdikleri koleksiyonun İstanbul’a gelmesi güzel bir gelişme.
Benim de ilk üyelerinden olduğum Moda Tasarımcılar Derneği’nin öncülüğünde başlayan İstanbul Fashion Week’in, Türkiye’nin modaya olan bakış açısına yeni boyutlar kazandırma ve moda kültürünü geliştirme açısından önemli bir başlangıç olacağı düşüncesindeyim.
Fransa, İtalya, İngiltere gibi köklü kültürlerden gelen zenginleşmiş ülkeler sanat ve mimariye paralel olarak moda olgusunu geliştirerek bu günlere getirmişlerdir.
Mada bir kültür olgusu
Moda bir kültür olgusudur. Japonya, Japon akımını, Belçika, ‘Anvers Ekolü’ olarak adlandırılan olguyu moda dünyasına kabul ettirmiştir.
Türkiye’nin uluslararası moda arenasında söz sahibi olması için uzun bir yol kat etmesi gerekiyor. Çağdaş moda olgusunu içine sindirmiş, kültürüne bağlı tasarımcılar, tasarımcılarına güven duyan yatırımcılar gerekmektedir. Moda; tasarımcısı, kalıpçısı ve üreticisi ve diğer yan sektörleri ile bir bütün olmalıdır. Tasarım, yaratıcılık işin özüdür ve bunun iyice algılanması gerekmektedir. Kopyacılık zihniyeti ile marka yaratmak mümkün değildir.
Ağustos ayının bu son haftasında İstanbul Fashion Week 2010, şehre hareket ve heyecan getiriyor.
Alex Akimoğlu – Referans