Kimleri giydirmedi ki, Hülya Avşar’ın yıllar önceki iki dirhem bir çekirdek halini hatırlayın, o zamanlarda tanıdık onu. Sonra sınırları aştı, prensesleri, Hollywood yıldızlarını giydirdi, bizim cemiyetten atölyesine gelmeyen isim kalmadı. 23 Ocak’ta Paris Haute Couture Moda Haftası’nda 17. kez koleksiyonlarını sergileyecek Hanif’le bu kez ne tasarımlarını ne de giydirdiği isimleri konuştuk, bu kez konumuz markasında da derinden hissettiğimiz kendi tarzıydı.
– Giydirdiğiniz isimleri hep çok şık görüyoruz, siz nasıl giyiniyorsunuz?
Tarzımı özetle rahat-şık diye tanımlayabilirim. Yoğun tempoda çalışan, sosyal hayatıyla iş hayatı iç içe geçmiş biri olarak akıllı ve fonksiyonel giysiler tercih ediyorum. Gündüz giydiğim bir pantolonu, gece üstümdeki tişörtü çıkartarak ceketle kullandığımda rahatlıkla bir kokteyle devam edebilmem benim için çok önemli. Küçük elbiseler genelde favorim. Bu pratik giysiler, ayakkabı, çanta veya aksesuar değiştirerek bambaşka gözükebilen akıllı parçalar. Dilek Hanif markasının stil kodlarını aslında kendi tarzım olarak da benimsedim diyebilirim. Göze batmayan, sükunet içerisinde, kalitesi daima detaylarında gizli parçalarla şıklığınızı zaten büyük ölçüde garantiye almış oluyorsunuz.
– Tarz nasıl oluşturulur kadınlara önerileriniz nedir?
‘Uyum’ benim için kilit kelime. Yaşam biçimine, kişiliğine ve vücuduna uyumlu giysiler seçmeyi başaran kişilerin daima bir tarzı vardır. Bu tarz başkaları için kabul görse de görmese de kişiliğin ve özgüvenin yansımasıdır. İşin içine bir de cesaret girdiğinde trendlerin veya sezonun dikte ettiği giysileri iyi bir süzgeçten geçirme gücünü bulursunuz kendinizde… Modayı sorgulamadan takip edenlerden olmak yerine, sürüden ayrılmayı başarmak tarz yaratmak konusunda önemli diye düşünüyorum.
– Stil oluştururken tasarımcıları takip etmenin püf noktaları var mıdır, yani tasarımcıdan giyinmenin püf noktaları nelerdir?
Tasarım markalarının bazı parçaları gerçekten ‘zamansız’ diye düşünüyorum. Bazılarıysa sadece mevcut sezonun lokomotif mesajlarını taşıyor. Bu noktada kişinin gözlemleri, zevkleri ve zekası devreye giriyor. Büyük bedeller ödenerek satın alınan parçaların, uzun yıllar kullanılabilecek bir çizgide ve renkte olmasına dikkat etmek çok önemli. Chanel tweet bir ceket, Christian Dior tayyör, Hermes bir çanta ve YSL siyah bir smokin gardırobunuzda zamansız bir şıklık için garanti parçalardır. Bu mantıkla hareket ederek ben de Dilek Hanif markası için bir sezonda eskimeyecek, kenara konulmayacak koleksiyonlar hazırlamaya gayret ediyorum.
SMOKİNLERİM VE ERKEK GÖMLEKLERİM
– Stile bir de ruh katmak önemli değil mi?
Son yıllarda baştan aşağı bir markadan giyinmek maalesef demode kabul ediliyor. Artık özgün ve cesaretli kombinler yapabilenler, giysisine ruh katmayı başarabilenler her ortamda fark yaratıyor. Jean ve tişört üzerine giyilmiş etnik bir kaftanla yayacağınız enerji hiçbir şeye benzemez.
– Gardırobunuzun ‘evladiyelik’ parçaları neler?
Küçük siyah elbiselerim hatta kırmızı olanların da sayısı az değil. Smokin takımlar ve erkek gömleği kesimli gömlekler vazgeçilmezlerim arasında… Ve babetlerim, paşminalarım ve çantalarım.
– Tarz yaratmada aksesuarın önemi ortada. Hangi aksesuarın nasıl kullanılmasını önerirsiniz?
Aksesuar çok önemli. Orta halli bir giysiyi şahane de yapabilir; nefis bir giysiyi korkunç hale de getirebilir. Ben giysilerle yarışan aksesuarları çok tercih etmiyorum. Antik parçaların yanı sıra tasarım özelliği taşıyan etnik bazı mücevherler de hoşuma gidiyor. Fakat son yıllarda tek parça olması halinde artdeco gösterişli bir parçayı sade bir giysiyle birleştirmek hoş olabiliyor.
– Kendi tasarımlarınızı mı giyersiniz hep?
Hazır giyim markamı oluşturduğum zamandan itibaren genellikle Dilek Hanif giyiyorum. Benim için çok konforlu olduğunu itiraf etmem gerekiyor. Fakat beğendiğim parçaları farklı markalardan satın aldığım da çok olmuştur. Aslında alışveriş için vakit bulabilsem sanırım gardırobumda farklı markalardan daha çok parça olacak.
– Kendinize özel tasarladığınız elbiseleriniz var mı?
Hayır pek olmuyor. Giysilerimi genellikle sezon koleksiyonundan seçiyorum. Bazı özel geceler için atölyem müsait olursa farklı modeller deniyorum.
ÖNCE ANGELINA’YI, SONRA GİYSİSİNİ GÖRÜYORSUNUZ
– Türkiye’de ve dünyada tarzını beğendiniz isimler kimler?
Son yıllarda Anjelina Jolie hem gündüz hem de gece için yaptığı giysi seçimleriyle en beğendiğim yıldız. İlk bakışta önce onu, sonra giysisini görüyorsunuz. Yani tam anlamıyla giydiğini, bir parçası yapmayı başarabiliyor.
– Sizin stil ikonunuz kimdir ezelden beri?
Her sezon olmasa da bazı koleksiyonlarımı hazırlarken birtakım güçlü figürlerden ilham alabiliyorum. Örneğin geçen sezon 70’li yılların stil ikonu Maria Berenson koleksiyonumun ilham kaynağıydı. 2012 yaz koleksiyonum ise 90’lı yılların gösterişli formları ve kadınsı silüetlerini düşündüğümüzde ilk akla gelen Linda Evengelista, Cloudia Chiffer gibi ikonik top modellerin ruhunu taşıyor.
– Stil konusunda en çok yapılan hatalar neler, nerede nasıl giyinerek yanlış yapıyoruz?
En büyük yanlış vücudunu tanımamaktan geçiyor… Mutlaka gizlememiz ve mutlaka dikkat çekmemiz gereken taraflarımız vardır. Modanın işaret ettiği yere doğru giderken bu benim için uygun mu diye bir durup düşünmek gerekiyor. Hatalar genelde bu noktada yapılan bilinçsiz alışverişlerde ortaya çıkıyor. Diğer bir hata ise yere ve zamana uygun seçim yapılamamasından kaynaklanıyor.
AYSUN ÖZ KAŞİ
Milliyet