Kamboçya ve Bangladeş‘teki yoksul tekstil işçilerinin protesto gösterileri 2013’ün aralık ayından itibaren devam ediyor. Sağlıksız koşullarda ölüm ile burun buruna çalışan işçilerin tek isteği insanca yaşayabilmek.
Dünya, tekstil işçilerinin sesini ilk olarak geçen nisan ayında Bangladeş‘in başkenti Dakka’da çökerek, bin 133 kişiye mezar olan bina ile duydu. Bu facianın ardından birçok ünlü markanın imajı büyük zarar gördü.
Tabi sorunlar bitmedi. Halen daha Bangldeş ve Kamboçya’da “her an çökebilir“denilen onlarca binada yüzlerce tekstil işçisi çalışıyor. Uluslararası meydada çok yer almasada, küçük çaplı kazalar sık sık meydana geliyor.
Kamboçya ve Bangladeş‘te tekstil, büyük bir istihdam kaynağı. 10 kişiden dördü tekstil işinde çalışıyor. Çalışanların yüzde 90’ı kadın. Geri kalanlarının içinde yasak olmasına rağmen çocuk işçiler de bulunuyor. Ortalama bir yetişkinin aylık ücret yaklaşık 50 Euro’ya eşdeğer. Aynı Tekstil işçileri Çin’de ise ortalama 111 Euro’ya kazanıyorlar.
Daha önceleri Çin’de iş yapan tekstil firmaları şimdilerde iş gücü maliyetini daha ucuza getirmek amacıyla Çin’in dışına çıktı. Bazı yerlerde işçiler günde 15 saat çalıştırılıyor.
Fakat çalışma saatleri ve günleri artarken işçilerin ise cebine giren para değişmiyor. Mesela 29 Euro’ya aldığınız bir giysinin karşılığında Kamboçya ve Bangladeş‘te çalışan işçilerin cebine sadece 18 Cent koyuyorsunuz.
Dakka’da nisan ayında meydana gelen felakatin ardından 29 ünlü marka, bu ülkelerde bulunan firmalarındaki çalışma koşullarını yeniden gözden geçirmeye mecbur kaldı. Hatta dev üreticiler yaptıkları protokolle, güvenlik önlemlerini artırma sözü verdi. Tabi suçlular bir tek markalar değil, aynı zamanda yaşanan facialardan bina ve işletme sahipleri de sorumlu.
Fakat yaşanan facilara rağmen fakir halkın hayatta kalması için çalışmaktan başka çaresi yok. Yaptıkları tek şey ücretlerinin arttırılması istemiyle sokağa çıkmak.
Euronews, dünya